Geçen hafta yeğenim aradı. Dayı, öğretmen bir ödev verdi. Bu konuda bana yardımcı olabilir misin diye? Ne demek yeğenim dedik ve başladık ödevi not almaya.
1. Futbol sahasının ölçüleri
2. Elektrik direklerinin arası kaç merte
3. Şehirler arası yolarda kedi gözlü kısa çubukların arası kaç metre?
Bizimkiler yeni eve taşındığı için henüz interneti bağlatamadılar. Bazılarınız diyebilirler. Bağlantı paraları artık ucuz ne var bağlatmada diye. Kazın ayağı öyle değil. Yeni ev aldılar. Konut kredisi, tapu masrafları, ufak tefek tadilatlar, nakliye vs. derken internete bir türlü sıra gelmedi. Neyse ki bu durumda dayı imdada yetişiyor ve 30 yıl aradan sonra ilköğretim ödevleri yapıyor. Başladık netten araştırmaya...
Futbol işi çok kolaydı. İki farklı ölçüde olanları krokilerine kadar hatta teknik çizimlerine kadar bulduk. elektrik direklerini bulurken baya zorlandım. Zurnanın son deliği trafikte çıktı.
Tüm arama motorlarını deneyerek bilgiye ulaşmaya çalıştım. Nafile. Bir türlü bulamıyorum. Sürücü belgesi (ehliyet) sınavlarından hatırladığım 50 metre. Ama yeğene yanlış bilgi vermek olmaz. Mutlaka bulmamız lazım. Nereden kimden öğrenirim derken aklıma bu işin piri olan Karayolları Genel Müdürlüğünü aramak geldi. Hemen netten santral numarasını bulup aradım. Santral memuru bizi trafik bürosuna akratdı sorumuzu aldıktan sonra. Telefona çıkan ikinci bayana da dermizi kibarca anlattıktan sonra kendisinin bu konuda uzman olmadığını, bu konuda uzman olan başka bir arkadaşa bağlayacağını söyledi. Cep telefonundan aramışız sayaç çalışıyor. Odadan odaya gezerken en sonunda konunun uzmanına bağlanabildik. Bayan yine derdimizi anlattık. Bayan demesin mi ben ne bileyim. Benim uzmanlık alanım bu değil deyince. Tas attı, kafamın. Dedim ki hanımefendi benim ismim Deppoocu yeğenin ödevi için aradım. Bunu siz bilmezseniz Amerika Birleşik Devletlerinin benzer kurumu olan karayollarına mı sorayım deyince başladı fırça yağmuru. Ben bu levha aralıklarını bilmek zorunda değilim. Herkesin sorusunda cevap vermek zorunda değilim. Şaaaaak telefon suratımda patladı.
Olacak iş değil. Bir vatandaş bir bilgi almak için konuya en hakim olduğunu düşündüğü kamu kurumunu arıyor. Çıkan uzman bayan dövmekten beter edip, vatandaşın suratına telefon kapatıyor. Bu arada unutmadan her odadan odaya bağlandığımda açık ismimi ve soyadımı söylüyorum ve karşımda konuştuğum kişinin ismini soruyorum. Kimse de tık yok.
Dönüp tekrar santrali arıyorum. Tarfik bürosuna aktarmasını rica ediyorum. Telefona ilk çıkan bayanı sesinden tanıyorum. tekrar ismimi söyleyip, bağladığı bayanın ne yaptığını anlatıyorum. Bana ne desin? O aslında ve özünde çok iyidir. Bir takım sıkıntılar yaşıyor. Öyle demek istememiştir. Telefonu yüzünüze kapatmamıştır. (O zaman burnuma kapattı herhalde ben anlayamadım) Ne yaptım ne ettiysem bir türlü her iki bayanın adını öğrenemedim.
Döndüm üçüncü kez santrali aradım. Zoruma gitti. Bir kamu dairesinde isimleri vermeyen ve vatandaşa yardımcı olamayan ancak, vatandaşın verdiği vergiler ile geçinen, aile besleyen, oy veren bu insanlar bu kamu kurumunda hangi sıfatla çalışıyorlardı. Santraldeki memura telefon görüşmelerinin kayıt altına alınıp alınmadığını sordum. Cevap hepsinde ilginç. Olabilir de olmayabilir de. Abi be patagonya da mı yaşıyoruz. Ben yanlışlıkla Uganda Karayollarını mı aradım acaba.
Sonuç olarak şehirler arası yollarda far vurduğunda yolun sağındakilerin kırmızı, solundakilerin beyaz olarak parladığı aydınlatma çubuklarının kaç merte aralıklarla dikildiğini öğrenemedim.
Eee yeğene ne diyeceğiz.
Zaten Eryaman'da oturuyorum. Çıktım eskişehir yoluna çubukları göresiye kadar yol aldım. Arabayı sağa çektim. Tahmini olarak adımladım. Kaç metreymiş araları biliyor musunuz? SÖYLEMEM. Bunu karayollarındakinler bile bilmiyor. Demek ki devlet sırrı. Çok merak ediyorsanız ölçeceksiniz.
Hoşçakalın:))))))
0 Yorumlar